Ekranlar ve 3-6-9-12 kuralı

Özet :

Kurallar basit ve net.
• 3 yaştan önce ekran yok! Çocuğun ekranlara olabildiğince az maruz kalması gereklidir.
• 6 yaştan önce çocuk yanında bir yetişkin olmadan bir ekran ile oynamamalı.
Kendine ait bir taşınabilir oyunu ya da tableti olmamalı.
(Ayrıca 3–6 yaş arasındaki çocukların, nesneleri üç boyutlu algılayabilmesini sağlayan
beyin bölgesinin gelişebilmesi için, çocuğun on parmağını kullandığı etkinlikler yapması
gerekirken (hamur, resim, patates baskısı, ipe boncuk dizme vs.) çocuklar bu oyun
konsollarında, belirli sayıda parmağını kullanmaktadır. Bu durumdaki çocukların
uzamsal-üç boyutlu algılama ve ince motor gelişimi de olumsuz etkilenmektedir.)
• 9 yaşından itibaren çocuğun internete, yetişkin denetiminde girmesine izin verilmeli.
• 12 yaş sonrası, çocuğun yalnız başına internete girme yaşı; tabii belli saat ve site
sınırlamaları eşliğinde.

 

 

Artık çocuklar ‘ekran’lar (TV, bilgisayar, tablet, telefon …) sayesinde sosyalleşiyor, arkadaş ediniyor. Daha az hareket edip daha az terliyor. Yanlışlarını bir ‘tık’la düzeltebiliyor. Sorun çözmelerine gerek kalmıyor çünkü bilgisayar onlar için çözüyor. Hiçbir şey için çaba harcamıyor, yorulmuyorlar. Dijital dünyada elde ettikleri ödüller onların gerçek hayatta elde ettiği ödülleri yetersiz hale getiriyor. Bu yüzden öğretmenleri sürekli ‘aferin’ desin, anne ya da babaları sürekli ‘alkış’lasın istiyorlar

Ekranların getirebileceği negatif etkilerin küçük bir listesini yapalım :
-Aile arasinda paylaşım eksikliği
-Iletişim eksikliği, otizme yakın bir hal
-Döngü bozukluğu -> uyku problemleri -> okulda uyku saati (“sieste”) sorunu
-Empati eksikliği
-Fiziksel problemler : motor beceri eksikliği, görme sorunu, boyun problemleri, obezite …
-Bağımlılık sorunu
Buna karşı, fransız psikolog Serge TISSERON bir kural geliştirdi: 3-6-9-12 kuralı.
TISSERON tarafından sunulan 3-6-9-12 kuralı, çocukların teknoloji kullanımında dereceli olarak ilerleyebilecekleri bir merdiven kurar. Kılavuz aşağıdaki gibidir:
3 yaşından önce
Çocuklar, duygusal olarak olgunlaşmadıkları için kurguyu gerçeklikten ayırt edemezler. Televizyon, bu yaştaki çocuklar için herhangi bir yarar sağlamayacağından, 3 yaşından sonra izlemeye başlaması önerilir.Televizyonun dil ve hafıza gelişimini yavaşlattığı düşünülmektedir. Ayrıca çocukluk obezite riskini artırır.Ebeveynler çocuklarını hayal güçlerini oynamaya ve kullanmaya teşvik etmelidir.
6 yaşından önce
Video oyunları, bağımlılık yaptığı için tehlikeli olabilir. Çocuğun kontrol ederek zaman algısını kaybetmesine neden olabilir. Bazen video oyunları oynarken çok zaman harcarlar ve bu da psiko-motor gelişimlerini engelleyebilir. Oyunlar, dikkatlerini diğer tüm etkinliklerden daha fazla yakalar, bu yüzden 6 yaşından sonra tavsiye edilir.
9 yaşından önce
Bilgisayarlar, çocuğun gelişimini etkileyebilecek birçok tehlikeye sahiptir. 9 yaşından önce internette dolaşan pek çok bilgiyi işlemeye hazır değillerdir. Zaman geldiğinde, onlara interneti kullanma kurallarını öğretebilirsiniz.
İlk olarak, yayınladıkları her şeyin kamuya açık hale geldiğini onlara öğretin.
İkincisi, her ne olursa olsun orada kalıcı olarak kalacaktır.
Üçüncü olarak, internette bulunan tüm bilgiler güvenilir değildir, diğer güvenilir kaynaklara başvurmalıdırlar.
12 yaşından önce
Çocuklar bir akıllı telefona sahip olmak istemelerine rağmen, 12 yaşından önce hazır değillerdir. İnternette gezinmeye veya sosyal medya ağlarında profil oluşturmaya ise hiç hazır değillerdir.
12 yaşını doldurduktan sonra, ebeveynlerinin gözetiminde ve zaman kısıtlamaları altında internete girmelerine izin verilmelidir.
Kısacası, 3-6-9-12 kuralı tek başına yeterli değildir. Ebeveynler, çocuklarının ekranların önünde nasıl zaman geçirdiklerini kontrol etme sorumluluğunu almak zorundadırlar.
Ebeveynler, çocuklarını bu farklı iletişim araçlarıyla doğru şekilde etkileşime geçmesi konusunda eğitmelidirler. Sadece bunu yaparak bile gelişimlerinde problemleri önleyeceğiz.
Birkaç ufak tavsiye
• Çocuklar ve gençler teknolojiyi kullanırken teknik, fiziksel, sosyal ve psikolojik açıdan şiddete maruz kalabilir. Bu yüzden çocuklarınızın interneti ne kadar kullandığının yanında ne amaçla kullandığı ve orada neler yaptığı kontrol edilmelidir. Bir ebeveynin çocuğunun evin dışında nerede, kiminle olduğunu bilmesi gerekiyorsa, internette de çocuğunun kimlerle görüştüğünü ve nelerle ilgilendiğini takip edilmesi gereklidir.
• Çocuklara “Internette olan sonsuza kadar internette kalır” mesajı net bir şekilde verilmelidir. Çocuk internette bir bilgi paylaşmak istediğinde şöyle denebilir: “Bunu yazıp okulun bahçesine asmak ister miydin? Bunu herkesin görmesini istiyor musun? Koyduğun bir fotoğraf sen üniversiteye gittiğinde ilk iş başvurunu yaptığında karşına çıksın ister misin?”
• Çocuklar internete konan resim, video ve metinlere dünyanın her yerinden erişilebileceğini kimlerin bunlara bakacağının kontrol edilemeyeceğini, bakanların üzerinde değişiklik yapıp onların adlarıyla yayınlayabileceklerini öğrenmelidir. Ayrıca resimlerini, karikatürlerini, yazılarını ve görüntülerini silseler bile erişimin devam edeceğini net bir şekilde kavramalıdır.
• Çocukların kullandıkları bilgisayarlar uygun içeriği olmayan sitelere karşı şifreli olmalıdır. Çünkü çocukların gerçeklik tecrübesi zayıf olduğunda uygunsuz içeriğe sahip sitelerde gördüklerinden şok olabilirler.
Kaynak :
Serge TISSERON
Belin Güner NAS

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s