YAS

Yas nedir ? Ne kadar sürer ? Herkes yas dönemini aynı şekilde mi yaşar ? Depresyon ile yas arasındaki fark nedir ? Yasta olan bir kişiye nasıl yardım edilir ?

 

Yas, insan’ın önemli bir kayıptan sonra yaşadığı reaksiyonlardır. Kayıp, bir insan kaybı, ya da bir hayvan kaybı olabildiği gibi, bir  obje kaybı veya bir fikir, ideal (objektif) kaybı da olabilir. Yas, normal ve evrensel bir fenomendir, herkes yas tutar. Önemli bir kayıp sonrası insanda yas görülmüyorsa bu bir sorun işaretidir.

 

Yas’ın en önemli noktalarından biri, vefat eden kişinin merhumla ilişkisinin niteliğidir.
Öyleyse, herkes aynı şekilde yas tutmuyor, çünkü herkes ölenle farklı bir ilişkiye sahip. Yakın bir kişinin kaybına tepki olmaması, bir yas patolojisini ifade eder.

 

Bununla birlikte, yasta üç ana aşama vardır (daha sonra tamamen daha iyi gitmek için 7 adım olduğunu göreceğiz).

 

  • Şok: Kayba ilk tepki, reaksiyonun olmamasıdır. Kişi donmuş, sahip olduğu bilgiler çok acımasız olduğu için analiz edilemiyor. Bu şok hali, bireyin aşırı duygusal yük tarafından boğulmamasına izin verir. Daha sonra bilgiyi itmeye çalışan bireyin inkar ya da saldırgan davranışlarını görebiliriz.
  • Depresif durum: Birey, kaybın farkında olur. Daha sonra depresif bir semptomatolojiye sahiptir: düşüncenin yavaşlaması, yaşamsal dürtü azalması, pasiflik, inisiyatif kaybı. Onun durumu daha sonra iştahını, uykusunu, libidolarını vb. etkiler
  • Sonlandırma aşaması : Birey, aşırı acı çekmeden ölenleri hatırlayabildiğinde ve eskiden katıldığı faaliyetlere katılabildiğinde bu aşamadır.

 

 

Bunlar, yas’ın üç ana aşaması. Daha spesifik olarak yas çalışmalarını tanımlayan 7 aşama da vardır:

 

Inkar : Başlangıçta, sevdiğimiz birinin ölümünü kabul etmek zordur, ölümün gerçekliğini inkar edebiliriz. Yakınınızın ölümüyle ve genel olarak ölümle ilgili duygularınızı yakınlarınızla paylaştıkça, kabullenmek kolaylaşır

Acı ve suçluluk : Bir yakınınızı kaybettiğinizde, onunla yaptığınız ya da yapmadığınız şeylerden ötürü pişmanlık ve suçluluk hissedebilirsiniz. Yaşananları değiştiremezsiniz, hata yapmış olsanız da insani yanınızı kabul edin, kendinizi affedin.

Öfke : Kızgınlık aşaması, inkar aşamasında devreye sokulmayan sorgulamaların devreye girmesi ile başlar, üst üste gelen sorgulamalar neticesinde öfke duyguları vücudu ele geçirir. En bilinen soru “neden ben” sorusudur.

Pazarlık : Pazarlık aşaması durumu kabul edilebilir seviyeye indirmek veya çıkarmak için girilen bir safhadır. Bu aşamada “madem olmuş, bari şöyle yapayım da durum biraz olsun iyiye döner”, “olan olmuş ama bir çıkış yolu belki var” tarzı düşünceler ve eylemler insana eşlik eder.

Depresyon : Başlangıçta büyük bir kayıp ya da boşluk hissi yaşayabilirsiniz. Ruh halinde düzensizlikler, yalnızlık duygusu ve sosyal çevreden uzaklaşma bunu izleyebilir. Yas tutan biri olarak eski halinize dönmek ve sosyal çevrenizde olup bitenlerle eskisi gibi ilgilenmek zaman alabilir. Unutmayın ki bu aşamada cesaret verme ya da güven tazeleme gibi teselliler değil, acıya saygı ve sosyal destek yardımcı olur.

Yeniden oluşum :Bu etapta, yastaki insan çevresine ve arkadaşlarına acıyı unutmak için açılmaya başlıyor. Aslında bu, son etabın bir başlangıcı, insan gerçegi kabul edip onla barışmaya başlıyor.

Kabullenme : En son aşama da kabullenme aşamasıdır. Durumun hazmedilmesi ve hayatın normal akışına dönmesi durumu gerçekleşir.
Kişiler yas tuttuğu zaman sosyal ortamı da bundan etkilenir. Haftalarca işyerinde devamsızlık yapabilir, arkadaşlarıyla bağlantısını koparabilir. Ancak zaman içinde bu durumda kademe kademe düzelme olması ve kişinin kayıptan önceki hayatındaki işlevselliğine dönmesi beklenir. Bu, kişinin kaybettiği insanı özlemeyeceği anlamına gelmez. Kaybedilen kişinin özlenmesi ve beraber yaşanan güzel anların zihinde canlanması son derece doğaldır. Sorun, kaybın ardından kaybedilen kişinin sürekli kayıp dönemindeki hali ile akla geldiği ve acı, aşırı üzüntü, çökkünlük gibi olumsuz duygu hallerinin azalmadan sürdüğü zaman ortaya çıkar. Yaşanan kayıptan 3-6 ay sonrasında kişinin bu halinde değişim olmuyor ya da daha şiddetli biçimde bu hali yaşıyorsa depresyondan şüphelenmek gerekir. Bu şekilde uzayan süreçler yas kapsamına girmez ve müdahale edilmesi gerekir.

 

 

Yas ve Depresyon Arasindaki Fark

Yas ve depresyon birçok yönden aynı etkileri ve belirtileri gösterir. İkisinde de kişi iştahını kaybeder, sürekli mutsuzdur ve uykusuzluk çeker. Yas normal bir süreçtir ve bir rahatsızlık olarak kabul edilmez. Yas ve depresyon arasındaki en büyük fark, yas sürecinde kişi depresyon belirtileri gösterse bile destek bulduğu zamanlarda bu etkilerde azalma gözlenmesi ve bu belirtilerin zaman içinde azalarak bir süre sonra da ortadan kalkmasıdır. Depresyonda ise zaman geçtikçe duygularda hiçbir değişiklik yaşanmaz. Yasta tetikleyici bir olay (sevilen kişinin kaybı) vardır ve bu olay sonucunda da normal bir şekilde kötü hissedilir. Depresyonda ise kaybedilen kişi ile ilgili yaşanıyor olan örseleyici duygular geçmediği gibi kötü hissetme hali yaşamın birçok yönüne yansır.

 

 

Cocuklarda Yas Tepkisi

Çocukların yas tepkisi, yetişkinlerinkinden farklıdır. Bu farklılık, yas tutmanın hem şeklinde hem de yoğunluğunda görülebilir. Çocuklar çoğunlukla, hiçbir şey olmamış gibi davranmayla, aşırı reaksiyon gösterme arasında gidip gelirler. Bu noktada çocuğun gelişim seviyesine bağlı olarak, kayıpla ilgili farklı unsurların ön plana çıkacağını ve zihninde değişik soruların uyanacağını bilmek gerekir. Yas tepkilerini tamamlamış olan yetişkinler, çocukların olaya yönelik sonradan verdikleri tepkileri ve sorgulamaları anlamayabilir, hatta bastırmak için uğraşabilirler. Ebeveynle çocuğun yas süreçleri paralellik göstermeyeceğinden, sağ kalan ebeveynin ölenin ardından yasını yaşayıp, normal hayatına dönmesi; ölen ebeveyninin kaybından kaynaklanan sorgulamalarının cevabını bulamayan ya da büyüdüğü için farklı bir sorgulama seviyesine geçmiş çocuğuyla çatışma yaşanmasına yol açabilir. Mesela, eşi ölen bir adam yeni bir ilişki kurduğunda, çocuğunun annesi ile ilgili sorular sormasını yadırgayabilir ve bu durumu mevcut ilişkisi ile ilgili sorun çıkardığı şeklinde değerlendirebilir.

 

Yasta olan kisiler icin oneriler ve dikkat edilmesi gerekenler

1.Beslenme, barınma, giyinme gibi temel gereksinimlerin karşılanması ve uyku düzeninin sağlanması.
2.Kendini güvende hissedeceği bir ortamın oluşturulması.
3.Kaybın gerçekliğini fark etmesi ve kabullenebilmesine yardımcı olmak için ölen kişi hakkında konuşmasını cesaretlendirmek.
4.Kayıptan doğan üzüntü, acı, sıkıntı, öfke, çaresizlik gibi duygularını dile getirmesine izin vermek.
5.Acıyı azaltmak için söylenen “Güçlü olmalısın”, “Hayat devam ediyor, “Yakında geçecek, bitecek”,“Çocukların için ayakta kalmalısın” gibi sözlerden kaçınmak, bunun yerine yaşanan duyguları içtenlikle anlamaya ve paylaşmaya çalışmak.
6.Yaslı kişiyle konuşurken kaybın gerçekliğini vurgulayan bir dil kullanmak (Örneğin“Oğlunuzu kaybettiniz”yerine “Oğlunuz öldü ”demek. “Oğlunuz nasıl bir insandı” gibi di’li geçmiş zaman kullanmak).
7.Kültürü ve inancı doğrultusunda cenaze ve yasla ilgili törenleri yapabilmesine yardımcı olmak.
8.Ölen kişi olmaksızın yaşayabilmek ve bağımsız kararlar alabilmek için var olan sorunları belirlemek, farklı seçenekleri konuşmak, baş etme yollarını öğrenmesinde yardımcı olmak,
9.Yaşamıyla ilgili önemli değişikliklerin ve ani ve iyi düşünülmemiş kararların (örneğin taşınmak, işini veya şehir değiştirmek gibi) önüne geçmek
10.Aile, arkadaş, komşu gibi sosyal destek verebilecek kişilerle temasını güçlendirmek, gerekirse destek gruplarına ve ruh sağlığı hizmeti veren kişi ve/veya kurumlara yönlendirmek.
11.Yas sürecindeki olumlu etkileri dikkate alınarak çalışma yaşamına yönlendirmek, öğrencileri okula devam etmeleri için desteklemek, çalışmayanları, yaşlıları ve ev kadınlarını yeni ilgi ve uğraşı alanları bulmaları için teşvik etmek.
12.Yas sürecini ve tepkilerini tanımak, yasın zaman ve emek gerektiren bir süreç olduğunu bilmek.
13.Yasın kişiden kişiye değişebilen bir süreç olduğunu bilmek, bireysel farklılıklara (örneğin aynı ailenin üyelerinin farklı şekilde tepki verebileceği) fırsat vermek.
14.Alkol ve/veya uyuşturucu madde kullanımı, kayıpla ilgili yerlerden kaçınma gibi baş etme yöntemlerini ele almak ve kişiyle bunları konuşmak.
15.Yas sürecinin belirtilerin şiddetli olduğu, beklenenden uzun sürdüğü, kişinin günlük yaşamını, ilişkilerini etkilediği durumlarda psikiyatri uzmanına yönlendirmek.
16.Ölümün ardından ortaya çıkabilecek ruhsal bozukluklar (depresyon, kaygı bozukluğu, intihar düşünceleri ve girişimleri gibi) konusunda dikkatli olmak ve psikiyatri uzmanına yönlendirmek

 

Burhan GÜVEN

Yorum bırakın